TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, çeyrek asırdır görmedikleri bir ekonomik külfetle karşı karşıya olduklarını belirterek, “”Bir sayı açıklamak yerine tespit yapılırken temel alınması gereken prensip; bir personelin ailesiyle günün ekonomik ve toplumsal kurallarına nazaran insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir seviyede minimum fiyat tespit edilmeli” dedi.
Atalay, Çayırhan Termik Santrali maden alanlarının özelleştirme kararı alınmasına karşı olan madencilerin sabah vardiyasında kendilerini yer altına kapattıklarını belirterek bu madencilerin yer üstünde onların sesi olacaklarını tabir etti.
Ülkenin ekonomik siyaseti olduğunu fakat toplumsal siyaseti olmadığını savunan Atalay, şunları kaydetti:
Enflasyonla uğraş için düşük taban fiyat gerekliliği savunulmakta. Bir sayı açıklamak yerine tespit yapılırken temel alınması gereken prensip; bir personelin ailesiyle günün ekonomik ve toplumsal kaidelerine nazaran insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir seviyede minimum fiyat tespit edilmeli. Bizi yok saymasınlar. Zordayız, geçinemiyoruz. Geçinmekle ilgili sorunumuz var.
‘Emeklilik sisteminin doruktan tırnağa masaya yatırılması gerekir’
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, enflasyon karşısında alım gücünün her gün daha da azaldığı bir süreci yaşadıklarını belirterek, Türkiye’deki temel sıkıntının bir bölüşüm problemi olduğunu söyledi.
Üretilen kıymetin bölüşümünde önemli bir adaletsizlik olduğunu savunan Çerkezoğlu, DİSK olarak gelirde, vergide ve ülkede adalet uğraşı verdiklerini belirtti.
“Emeğin, çalışanların toplam ulusal gelirden aldığı hisse, yüzde 25’lere kadar geriledi. Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyelerini yaşıyoruz” tabirlerini kullanan Çerkezoğlu, bu durumun da tüm ülkenin minimum fiyat ülkesi haline getirilmesiyle yapıldığını söyledi.
Çerkezoğlu, Türkiye’nin taban fiyat ülkesi olmaktan kurtarılması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
Bunun yolu da sendikalaşmanın ve sendikal hakların kullanımının önündeki pürüzlerin kaldırılmasıdır. Bir ülkede sendikalı personel sayısı ne kadar az ise, toplu mukavele kapsamı ne kadar sınırlıysa, o ülkede taban fiyatla çalışanların oranı o kadar artar. Asıl sorunumuz, taban fiyatın kaç lira olacağı değil, taban fiyatın ve tüm fiyatların alım gücüdür. Bu ülkede taban ve tüm fiyatların yaşanan bu yüksek enflasyonun sebebi olarak görülmesinden vazgeçilmesidir. Enflasyona fiyatların tesiri son derece sonludur. Büyümeden, ulusal gelir artışından bu büyümeyi yaratan personeller, işçiler hissesini alamıyor bu siyasetler nedeniyle. Emeklilik sisteminin zirveden tırnağa masaya yatırılması gerekir.
‘2025 yılında emekliliği hak edecekler için büyük bir mağduriyet var’
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye’de vergi sisteminde geriye gidildiğini belirterek devletin yakaladığından vergi aldığını savundu.
Vergi konusunda vergi oranlarının ve dilimlerinin tekrar değerlendirilmesini talep eden Arslan, şu sözleri kullandı:
Prim sisteminde daha fazla prim ödeyenin daha fazla maaş aldığı, sistemde daha çok kalanın daha fazla maaş aldığı bir modeli inşa etmemiz gerekiyor. Bunu yapamazsak 2024 yılında pek çok insan zarurî olarak emekliliği tercih edecektir. 2025 yılında emekliliği hak edecekler için büyük bir mağduriyet var.
Kaynak : Sputnik
News
