“Ona açıkça sordum. “Konuşmanızda Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş konusunu da açtınız mı? Yanıtı şu oldu:
“Hayır açmadım…”
Neden? “Bu hususun değerini ben de çok düzgün biliyorum lakin açmadım. Yalnızca genel olarak hukukun üstünlüğü üzere hususlara değindim. Nedeni şu. Çok hoş bir teşebbüs oldu. Bu çok kıymetli gelişmede görüş ayrılıklarından ziyade görüş birliği olan mevzularda ilerlemeyi tercih ettim.”Tekrar soruma geleyim… Niçin bu tartışmada kimse cezaevindeki öteki siyasi mahkûmları lisana getirmiyor. Karşılığı kolay. Zira niyet paradigmaları, hâlâ, “Soros çocukları” cümlesi tarafında belirleniyor. Kendi hisseme konuştuğum MHP’lilere daima birebir şeyi söylüyorum. Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ı da içine almayan bir teşebbüs benim gözümde hiçbir vakit gerçek ve samimi bir olağanlaşma hareketine dönüşemeyecek. Zira benim başımda bu sıkıntının çok daha derin ve geniş bir boyutu var.. O nedenle tıpkı fikrimi tekrar ve daha açık sözle söyleyeyim…Bu toplumun AKP ve MHP’ye oy vermeyen bölümü ile de barışmayı amaçlamayan, barışyayı reddeden, barışamayan bir iktidar, Kürtleriyle de barışamaz. İşte o nedenle Ufuk Uras’tan rica ediyorum. Bir dahaki görüşmede hiç çekinmeyin… Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Çiğdem Mater konusunu da açın… Bu ülke Kürtleriyle barışırken… Artık Türkleriyle de barışmayı öğrensin…”
News
