Dr. Necmi Namal, COVID- 19 döneminde kan bağışının daha büyük bir öneme sahip olduğunu söyledi. Kan bağışının gerekliliğine dikkat çeken Namal, “ COVID- 19 hastalığını yenmiş olan bireylerin kanından elde edilecek immün plazma tedavisi öneriliyor. Bundan ötürü son zamanlarda kan bağışı ayrı bir şekilde önem kazanmış durumdadır, “ dedi.
Beykent Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Sayın Necmi Namal, 14 Haziran Dünya Kan Bağışçıları Günü’ ne vurgu yapmak ve önemin insanlar tarafından anlaşılmasına vesile olmak amacı ile özel açıklamalar gerçekleştirdi. 14 Haziran’ ın kan gruplarını keşfeden ve 1930 Nobel ödülünün sahibi olan Avustralyalı doktor Karl Landsteiner’ in doğum günü olduğunu belirten Namal 2004 senesinde Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) , Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Teşkilatları. Uluslararası Kan Transfüzyonu Cemiyeti ve Uluslararası Kan Bağışı Organizasyonları Federasyonu tarafınca Dünya an Bağışçıları Günü olarak kabul edildiğini dile getirerek kan bağışının dünya sağlığı açısından oldukça büyük bir konumda olduğunu insanlara hatırlattı.
Kan Bağışı Daha da Önemli Bir Hal Aldı
Necmi Namal, Dünya Kan Bağışçıları Günü’ nün topluma doğum, gerçekleşen ameliyatlar, kaza gibi ciddi durumlarda kana duyulan ihtiyacın ne kadar büyük olduğuna vurgu yapan açıklamalarda bulunarak insanları sağduyulu olmaya davet etti. “ Kan ve kan ürünleri her sene pek çok sayıda insanın hayata devam etmesine vesile oluyor. Milyonlarca insanın hayatı belki de sizlerin bağışlarına bağlı durumda. Kanlarını özgür bir şekilde karşılığını beklemeksizin bağışlayan tanımadıkları insanlara pek çok insan borçlu olabiliyor. Amerika Gıda ve İlaç İdaresi ( FDA) , COVID- 19 hastalığı kapsamında iyileşme göstermiş olan kişilerin kanından elde edilebilecek ümmin plazma tedavisini öneriyor. Günümüzde kan bağışı farklı bir önem de kazanmış oluyor böylece, “ ifadelerini kullandı.
Günümüzde mevcudiyet gösteren yapay zeka üzerindeki çalışmalar ilerliyor. Ancak buna rağmen yapay kan üretimi henüz söz konusu değil. Buna sözlerinde yer veren Namal, “Bu sebepten ötürü hastanelerde kan ve kan ürünlerine oldukça büyük bir ihtiyaç duyulmakta. Fakat ne yazık ki toplumda kan bağışında bulunmakta olan kişi sayısının düşük olduğu görülüyor. Kan bağışı yapabilmek için kan merkezlerine başvurmak gerekiyor. Türk Kızılayı. 1957 senesinde İstanbul ve Ankara illerinde kan merkezleri açtı. Böylece gönüllülük hususuna dayanan bağışlar ile ülke kapsamında kan ihtiyaçlarına karşılık vermeye başladı. Gereksinimlere karşılık verme oranı en başlarda son derece düşükken yıllar ilerledikçe büyük gelişmelerin yaşandığı görülüyor.
News
