Kamuoyunda tartışılan ÇEDES Projesi hakkında Eğitim-Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Ali Kaya, önemli açıklamalarda bulundu.
Kaya: ÇEDES NEDİR, NE DEĞİLDİR?
Ali Kaya; Son günlerde kimi sendikaların eğitim çalışanlarının gerçek gündemini manipüle etmek, perdelemek ve bunu da daima laiklik tersi telaffuz ve aksiyon üzerine oturtmak üzere bir misyonu yine hayata geçirdiklerini görüyoruz. Malum, bu sendikalar, Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın protokol ile imza altına aldığı, “Çevreme Hassasım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” kısa ismiyle ÇEDES olan projenin büsbütün laiklik ve bilimsel eğitim aykırısı bir uygulama olduğu argümanından yola çıkarak, her vakit olduğu üzere bağa bakmayıp bağcı dövme peşindeler. Aslında daima böyleydiler. Güzellerine gitmeyen ne varsa, onu laiklik ve bilimsel eğitim kavramlarını kullanarak şeytanlaştırıyorlar, ötekileştiriyorlar, tahrip ediyorlar; aslında bunu yaparak örseledikleri kavramların da içini boşaltıyorlar.
Peki nedir, daima palavra yanlış bilgilerle manipüle ettikleri ÇEDES projesi?
ÇEDES Projesinin desteği, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Ulusal Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Toplumsal Etkinlikler Yönetmeliği ve başka ilgili kanunlar oluşturulmaktadır. ÇEDES projesinin hedefi, 1739 sayılı Ulusal Eğitim Temel Kanunu’nda vurgulandığı üzere, öğrencilerimizin ulusal, insani, manevi ve kültürel kıymetlerimizi benimseyen, koruyan ve geliştiren fertler olmasıdır. Ayrıyeten çağın hünerleri ile donanmış ve bu donanımı insanlığın hayrına sarf edecek; bilime sevdalı, kültüre meraklı ve hassas; ulusal, ahlaki, insani ve manevi kültürel kıymetleri kendi yaşantılarında inşa etmiş; aklıselim, kalbi selim ve zevkiselim sahibi; bedensel ve toplumsal manada gelişmiş bireyler olarak katkı sağlamalarını hedeflemektedir.
Şimdi tezlerin hakikat yanlışlığı ve itirazların samimiyetini görmek ismine soralım: Çok kolay bir araştırmayla bakanlığın web sayfalarından ya da ulusal eğitim müdürlükleri üzerinden ulaşılabilecek proje içeriğinde ne var?
1.Projeye öğretmen ve öğrenci açısından iştirak zaruriliği yok, yani gönüllülük temel.
2.Hedeflenen kıymetler: mütevazılık, hürmet, estetik, adalet, dürüstlük, özgürlük, sorumluluk, paklık, sağlıklı hayat, sabır, sevgi, dostluk, vatanseverlik, yardımlaşma, çalışkanlık, mahremiyet… Uzatmak mümkün.
3.Proje kapsamında okullara atanmış derse giren bir tane bile imam ya da müezzin yok.
4.Kulüp çalışması esnasında yaşayarak görerek öğrenme maksadıyla veli müsaadesi alınarak etraftaki inanç, yaşlı bakım konutları, bedel merkezi, cami, türbe, cem meskeni, anıt, üzere yerler ziyaret edilebilir.
5.Okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi, dersin öğretmeni tarafından verilmekte, argüman edildiği üzere Din vazifelileri okullarda derse girmiyor.
Burada sormak isterim: Sahiden siz bu kıymetlerin hangisinin öğrencilere kazandırılmasına karşısınız? Bu bedellerin hangisi laiklikle karşı karşıya duruyor, hangisi bilimle çelişiyor? Bu kıymetler cumhuriyetimizin hangi kazanımına uymuyor? Bu kıymetler üniversal insani ve ahlaki kıymetler değil mi? Buna da mı karşı çıkılıyor?
Değerler denildiğinde bütün kimyaları bozuluyor zira pahalar kavramını duyduklarında din akıllarına geliyor. Din düşmanlıklarını her mazeretle açığa vuruyorlar.
Bu arkadaşlarımızın kaygısı nitekim çocuklarımız ise LGBT sapkın ideolojilerin çocuklarımıza benimsetilmeye çalışıldığı bir tabanda neden cümle kurmadılar? Hatta birtakım sendikaların okullarda LGBT Gençlik Kulüpleri kurarak bu sapkın ideolojinin taşeronluğunu üstlendiğini biliyoruz. Okullarda geçmiş devirde Rotary mason kulüpleri faaliyet gösterirken hiç seslerinin çıkmadığını da biliyoruz.
Köyleri basıp okulları yakan, çocukları annelerinden koparıp dağlara kaçıran, öğretmenlerimizi şehit eden PKK terör örgütüne karşı tek bir cümle kuramayanlar
PKK’nın dağa kaçırdığı çocuklarını terör örgütünün elinden almak için kurulan Diyarbakır Anneleri çadırlarını ziyaret ettiler diye üyelerini sendikadan ihraç edenler
Bilimsel ve laik eğitim teraneleriyle inanç özgürlüğüne dayalı kamudaki başörtüsü özgürlüğüne karşı çıkanlar, hareket kararları alanlar
Meslek Liselerine, İmam Hatip Liselerine katsayı pürüzü uygulanırken de sesleri çıkmayanlarda bunlardı
Bu malum sendikalar, bugün eğitim çalışanlarının en büyük kazanımı olan Kamu Vazifelileri Sendikaları ve Toplu Mukavele Kanunu’nun yasalaşmasına da karşı çıkmışlardı.
Uzman Öğretmenlik Uygulamaları
Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik uygulamalarında üyelerine boykot etme davetinde bulunmuşlar ve bunu yeniden Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü istismar ederek yapmışlardır. Davetlerinde “Biz başöğretmen olarak yalnız Atatürk’ü tanırız, diğer da bizim için başöğretmen yoktur” sloganı ile üyelerini boykota çağırmışlardır. Lakin sendika yöneticileri ve genel liderleri dahil bu uygulamalardan istifade etmişlerdir. Bu sendikamsı yapılar, üzülerek tabir ederim ki krizden ve kaostan besleniyorlar, ellerine geçirdikleri her fırsatta ülkeyi ateşe verip yangına yerine çevirmekten geri durmuyorlar. Bilhassa eğitimin ve eğitimcilerimizin gerçek gündemi çok farklı. Yapay gündemle toplumu kutuplaştırmak, ötekileştirmek yerine eğitimcilere yakışır formda hak, emek ve özgürlük çabasına odaklanmalıyız. Toplumumuzun ve eğitim topluluğumuzun yanlış ve algı ile oluşturulabilecek yapay gündemlere gereksinimi yoktur. Bunlara karşı en hoş karşılığı eğitim çalışanlarımız verecektir. Çocuklarımıza ulusal ve manevi kıymetlerimizi aktarmak, etrafa ve etrafına hassas kuşaklar yetiştirmek ismine yapılmış böylesi yerinde ve hoş çalışmalara her vakit takviye olacaktır. (BSHA – Bilim ve Sıhhat Haber Ajansı)
Bilim ve Sağlık Haber Ajansı
News
